Merhaba ben Azer Yeşil Emre, 43 yaşında, evli, bir çocuk annesiyim. Sizlere Güneş Tan ile nasıl tanıştığımı ve yaptığımız seanslar sonrasında kendimde gözlemlediğim değişimleri anlatmaya çalışacağım.
Sevgili Güneş ile tanışmam tesadüf değildi… Bir arkadaşım vasıtasıyla Mayıs 2012’de tanıştık, tam da onu tanımam gereken bir zamanda… Yaşamımda birkaç olumsuz şeyin üst üste geldiği bir dönemden geçiyordum, hatta bazıları sürekli belirli aralıklarla yaşadığım aynı olumsuz, mutsuz durumlardı. Kısacası gel-git’lerimin dorukta olduğu bir dönemdi… Bir filmin içinde oynuyordum, başrolde hep ben vardım, arada sahne değişiyordu, bazen de rol arkadaşlarım… Aslında uzun süredir hep aynı şeyleri yaşamaktan yorulmuş ve birkaç sene önce çeşitli alanlarda birkaç farklı profesyonel ile tanışıp sorunlarıma çözüm aramıştım. Bunlardan bazıları psikolog, kuantum ve yaşam koçu, akupuntur, reiki, meditasyon uzmanıydı. Samimi olarak söylüyorum, her biri o gün için veya bir süre yardımcı oldu, hiçbiri kalıcı olmuyordu. Neden hep aynı şeyleri yaşıyordum? Bunun değişmesi gerekiyordu ve bunu ancak ben yapabilirdim. Evet, ben değişmek istiyordum! Ama bu nasıl olacaktı?
Dediğim gibi, Güneş ile tanışmam tesadüf değildi. Yaşamda tesadüf yoktur, buna yürekten inanıyorum. Her şey öyle bir gelişti ki; tanışmamıza sebep olan her şeye, aklıma geldiği her an şükrediyorum. İlk konuşmamız telefonda ve iki saate yakındı. Daha ilk dakikalarında etkilenmiştim Güneş’ten. Sıcacık, samimi, insanı anında rahatlatan bir ses tonu vardı. Bana kendisinin bulup geliştirdiği Artt tekniğini anlattı. Sorularıma sabırla ve sevgiyle cevap verdi. Beni en çok da bütün anlattıklarını bilimsel araştırmalarla destekleyen tarafı etkiledi. Benimle birçok bilimsel makale ve video paylaştı. Her birini heyecanla, merakla okuyup izledim. Tabii ki arkasından yine uzun uzun sohbetler ettik. Birkaç gün sonra ilk seansımızı yaptık. Arkasından birkaç seans daha… Uzun zamandır cevabını aradığım birçok soruma en güzel cevabı Güneş verdi bana. Aynen şu sözleriyle; “Her şey zihinde başlar ve zihinde biter. Bedenimiz ve hayatımız zihnimiz tarafından yönetilir.”
Öyle güzel ve geniş anlatmıştı ki hatta anlatmakla kalmamış, bana en iyi kılavuz olmuştu. Evet, “kılavuz”. Ben seanslarımız sırasında onun kılavuzluğu ile her şeyi kendim bulup keşfettim, deneyimledim. Neyi-neden yaşadığımı, anlattığım bir olayın, kişinin, kişilerin bana hissettirdiklerinin arkasında ne olduğunu, bana kendimle ilgili aslında neyi anlatmaya çalıştığını… Adeta keşfe çıkmış bir geminin kaptanı gibiydim. Kendimi keşfe çıkmıştım. Ben yine başrolde, ama bu sefer kaptandım ve Güneş de kılavuz kaptandı. Sığ, akıntılı, dar, derinlikleri iyi bilinmeyen bir boğazdan geçiyordum adeta ama yanımda beni en iyi yönlendiren Güneş’im vardı. İyi ki varsın! İyi ki seni tanıdım Güneş! Şükürler olsun!
Seanslara devam ettikçe özümün açığa çıktığını fark ettim. Seanslarda bulduğum her zıt ve olumsuz düşünceyi Güneş’in engin tecrübesiyle nötrlemeye başladım. Bunu yaptıkça rahatladım, huzuru, sakinliği hissettim. İnanın üzerimden ağırlıkların gittiğini, yüklerimden kurtulmanın hafifliğini yaşadım. Bazen bilinçaltım (egom) beni zorladı. Öyle ya halen beni yönetmek istiyordu. Güneş, seans boyunca beni çok iyi yönlendirdi ve bir türlü boşaltamadığım olumsuz duygularımın bedenimden çıkıp gidişlerine, üzgün ve mahcup hallerine şahitlik ettim. Kendimi artık özgür hissediyordum. Beni, öz’ümü örten, ikilem yaratan bütün zıt katmanları her seansta Güneş’in yardımıyla sonsuzluğa gönderdim. Çünkü artık değişmek istiyordum. Öz’ümde var olan mutluluk, huzur, sevgi, denge, başarı, özgüven, bolluk, bereket gibi benliğimin doğal olan birçok halini yaşamaya başladım.
En önemlisi de hayatımı en çok etkileyen kişi olan annemle ilgili sorunumu çözdüm. Ben henüz altı yaşında küçük bir çocukken annem ve babam boşanmışlar. Beni ve kardeşlerimi babam ve ailesi büyüttü. 26 yaşımdayken bir gün annem gelmiş, bizleri görmek istemişti Ben, görüşmeyi bırakın, konuşmak bile istemiyordum. Kızgın ve çok kırgındım ona karşı… Bir türlü onu affedemiyordum. Hatta başkalarıyla konuştuğumda bahsi geçse “anne” ya da “annem” bile diyemiyordum. Annemin görüşmek istediği günlerin üzerinden on yıl daha geçmişti, ben artık 36 yaşında ve bir anneydim. İlişkimiz, attığım minik bir adımla başladı, ama hiçbir zaman içime sinmedi. Çünkü halen içimdeki ses (ben), kızgındı, öfkeliydi, ona bağırmak istiyordu. İşte o zaman anladım ki, geçen zaman içinde aldığım diğer profesyonel yardımlar sonrası sadece bilinçaltımın (egomun) beni susturmasına yardımcı olmuşum.
İşte, Güneş ile yaptığım seanslarda annemle ilgili tüm olumsuz duyguların derinlerine indik ve ortaya çıkan duygu ve düşünceleri nötrledikçe ortaya sevgi, barış, rahatlık, özgürlük ve affetme hali çıktı. Bugün çok şükür annemle ilişkim gayet iyi, onu olduğu gibi kabul ediyor, anlıyor ve seviyorum!
Eğer siz de hayatınızda radikal bir değişim yapmak istiyorsanız ve gerçekten amacınız derin ve kalıcı bir değişimse, lütfen kendinize bir iyilik yapın ve Güneş Tan’ı arayın.
Sevgiyle kalın!
Comments are closed.