Güneşe gitmeden önce ve güneşe gittikten sonra.
Güneşle iyileşme sürecimi anlatmayacağım. çünkü aşırı bağımlılık durumu yaşadığım bir konuda kısa süreli bir çalışma ile direkt iyileştim.
benim asıl anlatmayı istediğim şey, çalışmalardan sonra geldiğim ruhsal olgunluk seviyesi. Çalışmalardan önce, ben yalnızca hayatın bana verdiklerini öyle çok da fazla sorgulamayan ve geldiği gibi yaşayan ve hatta bununla da övünen bir kadındım. ne gelirse yaşarım çok da sormam derdim. nasıl olsa hepimiz birgün öleceğiz ama değil mi? neden sorgulayım? işte güneşle tanıştıktan sonra hayatın, küçük bir iki yüzeysel cümleye sığmayacak kadar karmaşık ama aslında çözülebilir yanlarını keşfettikçe büyüyen bir olgunluk ve aydınlanma süreci olduğunu anladım.
Artık hayata her parçasını kendimin koyduğu bir puzzle gibi bakıyorum ve bu oyunu oynamaktan çok keyif alıyorum. başıma ne gelirse gelsin, canımı sıkacak, beni üzecek ne yaşarsam yaşayayım, altında bana öğretmeye çalıştığı yeri derhal görüyorum.
Güneşle çalışmalarımdan sonra öyle bir hale geldim ki, daha önce bu konularla hiç ilgim olmamasına rağmen şu an vücudumda çıkan herhangi bir yaranın sebebini bile anlayıp ne olursa geçeceğini keşfetmeye başladım. hastalıklarımın bile tamamen bana has olan kendimle ilgili birşeyler anlattığını anlamaya başladım.
Güneşle keşfettiğim şeylerden biri de şuydu; hayat büyük acıların geleceğini daha öncesinde çok ufak detaylarla haber veriyor aslında. sen bunu görüp o acıların gelmesini engelleyebilirsin. bunu görmeyi de güneşle çalışmaya başlayınca öğrenmeye başladım. eğer doğru yerden bakmayı öğrenebildiysem, belki ufacık bir öksürük, belki ufacık bir yara ya da başka ufacık bir detay bana aslında daha özel şeyler anlatabiliyordu..
Güneşi tanıdıktan sonra artık çok mükemmel bir anne olacağımı biliyorum. çünkü bizim yaptığımız tüm çalışmalarda, benim bu güne dair tüm sorunlarımın, anne ve babama bağlandığını hep şaşkınlıkla kendim gördüm.
Garip bir şekilde bu güne ait tüm acılarım, tüm başarısızlıklarım, aşk ve iş hayatımdaki gelgitlerimin kaynağı her çalışmada aileme bağlanıyordu. ve çalışmalarda gündelik hayatımda hatırlamadığım öyle büyük ve net detaylar anımsıyordum ki, böylece çocuk yetiştirmek konusunda da olgunlaşıyordum. ve zaman, zaman çalışmalarda güneşe, ben mükemmel bir anne olacağım demeye bile başladım. çünkü o an mantık seviyesinde baktığımda, aman canım bu davranış neden bir çocuğu böyle kötü etkilesin ki diyebileceğim bir tutumu, çalışma sırasında tıpkı o yaşımda tam da o anda yaşadığım duyguyla hissedip, bu bilinçle yorumladığım için, bende nasıl kötü etkiler yarattığını anlayabiliyorum. bu sebeple eğer bir çocuğum olursa, ona karşı yapacağım her türlü davranışsal hatanın ilerde ne gibi sorunlara yol açacağını artık çok daha iyi biliyorum.bunun yanında güneşin bana kattığı diğer bir şey de sevgi odaklı bir hayat yaşamamı sağlaması. fakat bu körü körüne herkesi sevip affedelim tarzı popüler kültürün içini boşalttığı türden bir sevgi değil. uzun bir süre haksızlık ve aldatılmışlık duygusuyla boğuştuktan sonra, güneşle yaptığımız çalışmalardan sonra, bana bu duyguyu yaşatanlara kızmadığımı farkettim.
Artık gerçekten beni üzen ve bana bu bahsettiğim hisleri yaşatanlara kızmak yerine, garip bir metanetle sevgi duyuyordum. önceleri zarar vermek, intikam almak duygularıyla boğuşurken bir anda kendimi onları severken bulduğumda çok şaşırmış ve güneşi aramıştım. bana ne oluyor diye. ve bana söylediği şey, olgunlaşıyorsun oldu. çünkü insan o kadar komplike bir canlı ki, intikam gibi tamamen içgüdüsel ve basit bir duygunun esiri olmamalıydı. ama bunu kuşkusuz ki bu duygulardan geçtikten sonra hissedebilecektim. tam karşılığını hissedebilmek için önemliydi bu.intikam duygusu bana çok zarar verdi. yordu, üzdü ve depresyona girmeme sebep oldu. çalışmalarda bunun üzerine çalışmak istedi güneş. ve çalışmamızı yaptık. ve bunun gecesinde ben artık kimseye zarar vermek istemiyor, müthiş bir empati gücüyle olaya herkesin gözünden bakıyor ve beni yoran bu duygudan kurtuluyordum.
Güneşin bana kazandırdığı farkındalık gücü ve olgunluk saymakla bitmez aslında. onu tanıdıktan sonra ben gerçekten bambaşka biri oldum diyebilirim. onu tanımasaydım belki şu an gerçekten bırakın kötü durumda olmayı, hayatta bile olmayabilirdim kim bilir. onu o kadar diplerdeyken tanıdım. şimdi ise ne yaşarsam yaşayayım, özünde mutlaka benim öğrenmem gereken birşey için yaşadığımı bilerek yaşıyor ve sorunların altında boğulmuyorum.
E. K.
Comments are closed.