Aşk konusunda çok takıntılıydım … Bu takıntım nerdeyse kendimi bildim bileli vardı. Mesela ergenlik cağımda sürekli benleydi; geceyi gündüzden ayırmadan.. Yirmili yaşlarımda azaldı, ama öyle fark edilecek kadar değil.. Güneş Tan’la cocukluğumu ve gecmiş yaşamlarımı çalışana kadar bu takıntılarımın, karanlık yanlarımın nefeslerini hep ensemde hissettim…
Barbara Ann Brennan der ki “O sorunlu tarafımız o sorunu yaşadığımız yaşta kalmıştır.” Sevgilim olmasını isteme takıntımın yaşı üc ya da dört… çünkü ilk tacizlerimi o zaman yaşamış oldugumu keşfettik. O tarafım, yani erkeklerle ilişki kurmam aynı üç yaşındaki cocuk gibiydi. Tabii bunlar seanslardan önceydi..
O zamanlar yaşamıma sevgili olarak bir erkek girme olasılığı olduğunda hemen o üç yaşındaki güvensiz, sevgiye-ilgiye muhtaç, şüpheci, karamsar ve belki de sadist ve mazoşist cocuk elinde kırbacıyla icimde diktatör olmaya çalışırdı… Ben hem onunla savaşırdım hem de onu redderdim… Ki o cocuğun yaşadığı tacizleri bilmeden… Ergenlik cağımda coğu erkeklerin ellerinin, oralarının, buralarının benim bir taraflarıma dokunmasına da bir anlam veremiyordum… Bu anlam veremeyişim sürekli bir acıya, suclamaya dönüşüyordu… Acılarım da çoğunlukla zevke dönüşüyordu… Bu kendimle yaşadığım cinselliğe de yansıyordu… İler ki yaşlarda da erkeklerle yaşadığım cinsellikte tam anlamıyla yatağın baş kısmına kuruluyorlardı… Bundan dolayı hayatımda ne sağlıklı bir ilişkim oldu ne de cinselliğim…
Otuz iki yaşamın yazında, berbat bir ilişki yaşamamın sonucu çok derin acılar çekmeme rağmen bu içindeki küçük cocuğu yine reddettim, kabullenemedim fark bile edemedim… Fakat bu ilişki ve çektiğim acılar sürekli kaçtığım ama gitmem gereken yerleri işaret etti bana… Ve Güneşle seansta, birden bu cocuğun bu şekilde oluştuğu zamanlara gittim; o zamanların hatırlamak istemediğim anlarına…
1, 2, 3; Yaşım üç ve Dedem kapımı açıyor…
4, 5, 6; Elinde sakızlar, çikolatalar var…
7, 8, 9; Bir elimde verilen çikolatalar var ve diğer elimden tutan dedem beni odasına götürüyor…
10; Odasındayım ve bana dokunmaya başladı, tacizde bulundu…….
Seanslara gittikce Güneş Tan, ismini aldığı güzel varlık güneş gibi yaşamıma doğarak beni de her terapide yeniden doğurttu…
Bu yeniden doğuşlarımda üc yaşında kalan cocuk tarafım büyümesine rağmen cocukluğundan hic bir şey kaybetmedi, kaybetmiyor da… Büyüyüp genişlerken benim farkındalığım artıyor, farkındalığım artarken de cocuksu mutluluğuma geri dönüyorum…
İlk paragraflarda örneklerini verdiğim cok fazla aşık olma isteğimle barışmak icin haftaya yeniden doğacağım… Artık biliyorum ki barışmam gereken taraflarım; duygularımı ve ya tepkilerimi aşırılık ölcütüne getirerek bana bağırıyorlar, seslerini duyurmaya calışıyorlar… Ve ben duyabiliyorum onları artık…
Seanslar aldıkça Güneş Hanım’dan; ellerimden tutanlar da değişiyor, ellerimden tutma amacları da… O dedemin karanlık amacla tuttuğu ellerimi artık sevgi dolu harika varlıklar tutuyor ve icimdeki sevgiyi koşulsuzca büyütmem icin bırakmıyorlar.
Sevgiler
Ş. K.
Comments are closed.